Türk Edebiyatı, Türklerin dâhil oldukları
üç medeniyet ve kültür dairesine paralel olarak üç safhada incelenmektedir.
1. İslâmiyet’ten Önceki
Türk Edebiyatı,
2. İslâmî Devir Türk
Edebiyatı,
3. Batı Tesirinde Gelişen
Türk Edebiyatı.
Bu tasnif Fuat Köprülü tarafından ortaya atılmış ve edebiyat
araştırmacıları tarafından bugüne dek kullanılmıştır.
Türk edebiyatı devirlere ayrılırken değişen
dil anlayışı, kültürde görülen farklılaşma, yeni dinî hayat, dil
coğrafyasındaki gelişme, kısaca medeniyet değişikliği kıstas olarak alınır.
Çünkü Türk tarihinde görülen üç medeniyet edebiyatın da seyrini değiştirmiş,
onun konu ve şekil özelliklerini de etkilemiştir. Diğer taraftan, temaslarda bulunulan uluslar
da edebiyatımızı etkilemiştir. Meselâ, Araplardan ilmî eserlerle birlikte
Arapça kelime ve tamlamalar, İranlılardan da İslâmiyet’le birlikte nazım tür
ve çeşitleri alınmıştır.
Türk edebiyatının üç
devire ayrılmasını sağlayan iki medeniyet değişikliği vardır
1. İslâmiyet’in kabul
edilmesi,
2. Batı medeniyetinin
tanınması ve benimsenmesi.
I- İslâmiyet’ten önceki Türk
Edebiyatı
I- Sözlü Edebiyat
a- Destanlar
b- Koşuklar
c- Sagular (ağıt)
d-Savlar (atasözleri)
2-Yazılı Edebiyat
a- Yenisey Yazıtları
b-Göktürk Yazıtları
c- Uygur Metinleri
II- İslâmiyet’in
tesirindeki Türk Edebiyatı
1-Halk
Edebiyatı
a-
Dinî ve tasavvufi halk edebiyatı(Tekke Edebiyatı)
b-Anonim hak edebiyatı
c-
Âşık edebiyatı
2-Divan
Edebiyatı
a-
Dinî ve tasavvufa divan edebiyatı
b-Dini
konu edinmeyen divan edebiyatı
III- Batı
Tesirindeki Türk Edebiyatı
1-Tanzimat Edebiyatı (1860–1896)
2-Servet-i Fünûn Edebiyatı (1896–1901)
3-Fccr-i Ati Edebiyatı (1901–1908)
4-Millî Edebiyat . (1908–1923)
5-Cumhuriyet Edebiyatı (1923-Günümüz)
I-İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK
EDEBİYATI
(?-11. yy.)
İslâmiyet’ten önceki Türk Edebiyatı,
Türklerin Orta Asya’da yaşadıkları devirlerde ortaya koydukları ulusal bir
edebiyattır; nazım şekil ve türleriyle kullanılan ölçü tamamen millîdir.
İslâmiyet öncesi Türk edebiyatı sözlü dönem
ve yazılı dönem olmak üzere ikiye ayrılır.
|
I-SÖZLÜ
TÜRK EDEBİYATI
Türklerin henüz yazıyı kullanmadıkları
dönemdir. Yani başlangıçtan 8. yüzyıla kadar olan dönemdir. Bu dönem ürünleri
tamamen sözlüdür ve genellikle şiir şeklindedir.
1. Sade bir halk dili
kullanılmıştır.
2. Ürünler nazım biçimindedir.
3. Şiirler dörtlükten oluşur.
4. Hece ölçüsü ve yarım kafiye kullanılır.
5. Başlıca konuları;
kahramanlık, doğa, aşk ve ölümdür.
6. Şiirler
"kopuz" denilen bir sazla söylenir.
7. Ürünler anonimdir.
8. Dil, dış etkilere kapalıdır.
9. Destan, sav, sagu ve koşuk başlıca ürünleri oluşturur.
10.
Büyücü, din adamı ve hekimlerin oluşturduğu bir edebiyattır.
11. Bu
dönem sanatçılarına; Şaman, Baksi, Kam, Ozan ve Oyun adı verilir.
12. Başlıca
dini törenleri; Sığır, Şölen ve Yuğ törenleridir.
A) Sav
Türk toplumunun dünyaya bakışını,
geleneklerini, varlık anlayışlarını ortaya koyan özlü sözlerdir.
Bugünkü “atasözü”nün
karşılığıdır.
B) Koşuk
Yiğitlik, aşk, tabiat konularını işleyen, kopuz
eşliğinde, hece vezni ve yarım kafiye ile söylenen lirik şiirlerdir.
Nazım birimi dörtlüktür.
Bu şiirlerde düz kafiye kullanılır: Kafiye
örgüsü
aaaa,
bbba, ccca… (aaab cccb dddb) şeklindedir.
Bu şiirlerin İslâmiyet sonrası halk
edebiyatındaki adı koşmadır.
Daha çok Sığır denilen törenlerde
söylenir.
C) Sagu
Ölen bir kişinin arkasından söylenen ağıt şiirleridir.
Ölen kişinin kahramanlıklarını, başarılarını, erdemlerini anlatır;
ölümlerinden duyulan üzüntüyü dile getirir.
Koşuk nazım şekliyle söylenir.
Bu şiirlere İslâm sonrası halk edebiyatında
“ağıt”, Divan edebiyatında “mersiye” denir
Yuğ” denilen ölüm törenlerinde
söylenir.
D) Destan;
Destanlar
yapılarına göre ikiye ayrılır:
1- Epope Primitif (Doğal Destan)
2-Epope-
Savan (Yapay Destan)
Milletlerin
hayatında büyük yankılar uyandırmış tarih olayların(
savaş, göç, vb.) ve doğal (deprem, yangın, sel) afetlerin çağdan çağa
değişmiş, ülküleşmiş ve sayısız hayal unsurları katılarak tanınmaz
hale gelmiş uzun manzum hikâyelerine doğal
destan denir. Tarihi ve yazarı belli değildir.
Dilden dile geçerek belleklerde dolaşır. Sonradan belli bir ozan tarafından
derlenir
Bizim
destanlarımız hece vezninin 11’li kalıbıyla söylenmiştir, aaab /cccb / dddb ... şeklinde
kafiyelenir. Sonraki yüzyıllarda, özellikle bu şekil taklit edilerek;
birçok şair tarafından tarihi ve büyük sosyal olayları konu edinen şiirler
yazılmış, bunlara da destan denilmiştir. Yazarı belli ve sadece şekil yönünden
gerçek destanlara benzeyen bu tür eserlere yapay destan denmektedir.
Yazıcıoğlu'nun
Selçuknâmesi (15 yy), Kayıkçı Kul
-Mustafa'nın (16 yy), Genç Osman
Destanı, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Üç Şehitler Destanı (20 yy) yapay destanlara örnek olarak gösterilebilir.
Doğal
Destanların Genel Özellikleri
Dörtlüklerden oluşmuş, uzun manzumeler
şeklinde ve yarım kafiyelerle örülmüş bir biçim özellisine sahiptir. Kimi
destanlarımızda, yılların aşındırması sonucu, nazım-nesir karışık bir yapı görülür.
Konusunu tarihten alır. Savaşlar, göç gibi
sosyal olaylar ve tabii afetler dile getirilir.
Kahramanları beyler, prensler gibi;
toplumun önde gelen kişileridir. Bunların yanı sıra ilâh, yarı ilâh veya tabiatüstü
canlılar ( tepegöz) gibi mitolojik kahramanlara da yer verilir. Çevre Orta Asya’nın
alışılmış stepleri ve canlılarıdır. Bu yönüyle Türk destanlarında ortak
olan motifleri şöyle özetleyebiliriz:
1-
Işık (gökten gelen mavi renkli)
2-
Ağaç (ağaç sevilir, yeri gelir; insan doğurur.)
3-
Maden (Türkler birçok madenin ilk işleyenlerindendir.)
4-
Bozkurt ( Bozkurt, bozkırın bu vahşi ve çevik hayvanı yarı tanrı, tanrının
bir habercisi olarak yer alır. Ergenekon, Bozkurt ve Göç destanları kimi zaman "Börteçine"
adını alan bu kurt motifinin çevresinde kurulmuştur.)
5-
Yada Taşı (Büyülü bir taştır. Elden gidince, özgünlüklerini kaybederler. )
6-
Su sevgisi. (Destanlarda su ayrı bir yer tutar, "Kutsal" gözüyle bakılır.)
7-
Kadın (Kadın erkeklerin yanında, eşit şartlarda yer alır.)
8-
Ak saçlı ihtiyarlar (Hürmet görürler. )
9-
Kopuz; yani müzik. (Türk destanları müzikle iç içedir. Kopuz adı verilen saz
eşliğinde çalınıp söylenebilmektedir.)
Destan Kültürünün
Önemi
Destanlar bir milletin özgürlük ve
bağımsızlık mücadelesini sürekli ayakta tutacak ülkünün daima canlı duran meşaleleridir.
Fin milletini oluşturan onların ünlü destanı "Kalevela" dır. İranlıları
bir millet bütünlüğü içine toplayan "Şehname " dir.
Türk milleti, bugün ilmiyle, fenniyle çok
gerilerde bıraktığı destanlarından milliyetçilik ülküsüne sürekli ilham
bulmuştur.
Destanlar, şairlere, yazarlara, ressam ve
müzisyenlere tarihin derinliklerinden gelen taze konulardır.
Tarih, yazının henüz kullanılmadığı,
vesikaların yetersiz kaldığı dönemleri destanların ışığı altında görür.
Kültür ve sosyal hayatımızın o devirlere ait tek kaynağıdır. Türk Dili ve
Edebiyatının ilk ürünleri, çağlara ışık tutan kaynaklarıdır.
Dünyadaki Başlıca Doğal
Destanlar
1. Ramayana:
Hint destanı
2. Mahabharata:
Hint destanı
3. İlyada ve Odysseia: (Homeros) Yunan destanı 4. La Cid: İspanyol destanı 5. Şehname: (Firdevsi) İran destanı 6. Chansen de Röland: Fransız destanı 7. Kalevela: ((Lönrot) Fin destanı 8. Niebelungen: Alman destanı
9. Boewulf:
İngiliz destanı
10.
Igor: Rus destanı
11. Şinto:
Japon destanı
12. Gılgamış:
Sümer destanı
13. Manas:
Kırgız Türk destanı(İslamiyet sonrası)
14.
Oğuz Kağan: Türk destanı
Dünyadaki Başlıca Yapay
Destanlar
1. Aeneis: Vergilius, Latin edebiyatı, Troia hükümdarı
Priamos'un yeğeni Aeneis'in Roma'yı kurması anlatılır.
2. Henriade:
Voltaire, Fransız edebiyatı; 16. yüzyıldaki din ve mezhep
savaşları anlatılır.
3. Os
Lusiadas:
Camoens, Portekiz edebiyatı; Vasco de Gama'nın seferleri anlatılır.
4.
Kaybolmuş Cennet: J. Milton, İngiliz edebiyatı; Âdem'le Havva'nın cennetten yeryüzüne inişleri anlatılmıştır.
5. Kurtarılmış
Kudüs: T. Tasso, İtalyan
edebiyatı; I. Haçlı Seferi'nde Kudüs'ün alınışı anlatılır.
6. Çılgın
Orlando: Aristo, İtalyan edebiyatı; Charlemagne döneminde Hristiyanlarla Müslümanlar
arasında geçen savaşlar anlatılır.
7.
İlahi Komedya: Dante, İtalyan edebiyatı; öteki dünyaya Dante'nin yaptığı 7 günlük
bir gezi anlatılır.
8. Üç
Şehitler Destanı: Fazıl Hüsnü Dağlarca; Türk
edebiyatı; Kurtuluş Savaşı'nda yaşanan olaylar anlatılır.
İslâmiyet’ten Önceki
Türk Destanları
1-
YARADILIŞ DESTANI
Bilinen en eski ve bütün Türk boylarının
ortak destanıdır Altay- Yakut uygarlığına aittir. Tanrı
Kayra Han’ın "kişi" yi ve dünyayı yaratması anlatılır,
2-
SAKA DESTANLARI (MÖ. 7-MS. 2 yy)
a) Alp Er Tunga Destanı: iranlıların ünlü
eseri Şehname’de (Firdevsî) Afrasiyab diye adı geçen ünlü Türk kahramanı Alp
Er Tunga'nın kahramanlığı ve İran Şahı Keyhusrev tarafından öldürülüşü
anlatılır. Divan-ı Lügat-it Türk’de ölümü üzerine söylenen ağıt bölümü yazıya
geçirilerek ölürsüzleştirilmiştir.
b) Şu Destanı: Divan-ı Lügat-it Türk'te
bahsedilir. M.Ö. 4. yy da yaşamış bir Saka hükümdarı olduğu sanılmaktadır, İskender
ile Türklerin yaptığı savaşlar anlatılır.
3-
HUN - OĞUZ DESTANLARI (MÖ.3-MS.2yy)
a) Oğuz Kağan Destanı: Budist rahipler
tarafından yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir. İlhanlı tarihçi Reşideddin'in
tarihinde ve Ebulgazi Bahadır Han'ın Şecere -i Terakkime'sinde Oğuz Kağan ve
onun maceralarından söz edilmektedir,
b) Atilla Han Destanı: Hunların tarihini
dile getirir, Avrupa'da yayılmıştır.
4-
SİYANPİ DESTANI : (M.S. 2 yy) Çin kaynaklarından
hakkında bilgi edindiğimiz, Hunların yerine egemen olan Siyanpi Hanedanına
ait olayları anlatan destandır.
5-
GÖKTÜRK DESTANLARI (525 – 745)
a) Bozkurt Destanı: Çin kaynaklarında
bilgi bulabildiğimiz bu destanda düşmanları tarafından elleri ve ayakları
kesilip atılan bir Türk prensine Asena adlı kurdun bakması, ondan çocukları
olması ve Türklerin yeniden türeyişleri anlatılır.
b) Ergenekon Destanı: Türklerin Ergenekon
adı verilen vadide çoğalmaları ve demir dağı eriterek yeryüzüne yayılışları
anlatılır.
6- UYGUR DESTANLARI (745 – 840)
a) Türeyiş Destanı: Eski bir Türk hakanı
çok güzel olan kızlarını bir kuleye hapsederek Köktanrı'ya adar. Tanrı
bozkurt kılığında gelerek kızlarla evlenir. Çocuklarından On Uygur, Dokuz Oğuz
boyları ortaya çıkar.
b) Göç Destanı: Bir Türk prensi Çinlilerden
bir prensese âşık olur. Karşılık olarak Kutlu Dağı vermeye razı olur. Bunun
üzerine Uygur ülkesinde kıtlık başlar. Halk büyük bir göçe kalkar. Beş Balığ
şehrine yerleşirler,
İslamiyet’ten Sonraki Türk Destanları
1- Manas Destanı
2-Cengiz Han Destanı
3-Timur Destanı
4- Battal Gazi Destanı
5- Danişment Gazi Destanı
6- Genç Osman Destanı
7- Köroğlu Destanı
8- Dede Korkut Hikâyeleri (destanları)
(Dede Korkut Hikâyeleri, destan türü ile
hikâye arasında kalan, kendine özgü yapısı ile ayrıca bir yer tutmaktadır.
Bu sebeple ayrıca incelenecektir.)
II- YAZILI TÜRK
EDEBİYATI
A) Türklerin Kullandığı Yazılar
a-Çin Yazısı
b-Türk
Hiyeroglifi: Yenisey Yazıtlarında örneğini görebilmekteyiz. 39 harften
oluşmaktadır. İlkeldir. Taşlara oyulmak üzere geliştirilmiştir.
c-
Göktürk Yazısı: 38 harften oluşmaktadır. Hayli gelişmiştir, 4 sesli 9 bileşik
25 sessiz harf bulunur. Sağdan sola veya yukarıdan aşağıya doğru yazılabilir.
d-
Uygur Yazısı: Eski SOGD (Soğdak) alfabesidir. 18 harften oluşur. Türkçeyi tam
olarak ifade edebilme gücü yoktur. Birçok ses aynı harflerle yazılır.
e-
Arap Yazısı (İslâmiyet’in kabulüyle )
f-
Latin Yazısı (1928 harf inkılabından sonra)
B) Yenisey
Yazıtları
MS
U. ve 6. yy. da Yenisey
çevresinde yaşayan Türklerin bıraktığı irili ufaklı yaklaşık 51 metinden
oluşur. Tahminen Kırgız Türklerine aittir. Prenslerin öğütleri ve
hayatlarını konu edinir.
C) Göktürk Yazıtları
Eski Orhun
nehrinin yatağında bulunan bir dizi dikili taştır. İçlerinden üçü, hem
büyüklüğü, hem de muhteviyatı ile önem taşır. Taşların genelde üç yazılı
yüzeyi bulunup, yukarıdan aşağıya doğru yazılmıştır. Yer yer Çince cümleler
ile kitabeler çerçeve içerisine alınmıştır. Yazıtlar hikâye, tasvir ve destan
özellikleri gösterirse de "hitabet" türünün güzel bir örneğidir.
Sıcak, samimi bir ifade vardır. Kitabelerin ilki Vezir Tonyukuk tarafından
kaleme alınmıştır. Böylece adını bilebildiğimiz ilk yazarımız olarak bilinmektedir.
Fakat diğer kitabeleri kağanının emriyle kaleme alan Yolluğ Tiğin cümle
kuruluşu ve anlatım gücüyle gerçek bir yazar hüviyetini sergiler.
"Yazar"dan kasıt, edebî bir ifade ise ilk yazarımız Yolluğ
Tiğin'dir.
Kitabeleri Strahlenberg bulmuştur. Üzerinde
ilk ciddi çalışmaları 25 Kasım 1893’te Danimarkalı bilgin Prof.
Thomsen yapmıştır. Alman âlimi W. Radloff'un da çalışmalara katılmasıyla abidelerin
tam tercümesi 1922'de Thomsen
tarafından yayımlanmıştır. Bizde, R. Rahmeti Arat konu üzerinde ciddi
araştırmalar yapmıştır.
Tonyukuk Anıtı
720 yılında Göktürk devleti veziri Tonyukuk adına dikilmiştir.
Kitabede Tonyukuk, anılarını ve dönemin tarihini anlatmıştır. Anlatımda,
atasözlerine bolca yer verilmiştir.
Kültigin Anıtı
732 yılında dikilen anıt Yolluğ Tigin tarafından yazılmıştır.
Anıtta Kültigin’in ölümü ve yas töreni anlatılmıştır.
Bilge Kağan Anıtı
735 tarihini taşır. Bilge Kağan’ın yiğitlikleri ve Türk
milletine iletmek istediği mesajlar anıtın içeriğini oluşturur. Bu anıt da
Yolluğ Tigin tarafından yazılmıştır.
Göktürk (Orhun) Kitabelerinin Özellikleri
1. Türklerin ilk yazılı eseri kabul edilir. 2. Hem dinî hem de din dışı konular işlenmiştir.
3.
Konusu; Çinlilere karşı yapılan istiklâl mücadelesi ve Türk bütünlüğünün
yeniden kurulmasıdır. Kitabelerde
yöneticiler halkı aydınlatır. Yaptıklarının hesabını halkıyla paylaşır.
4. Söylev (hitabet) türünde
yazılmıştır.
5. Oldukça gelişmiş ve işlek bir dil kullanılmıştır.
6. Bir yüzleri Göktürk alfabesiyle, diğer yüzleri
Çince yazılmıştır.
7. Kimi zaman atasözü benzeri seslenişler bulunur.
8. Türk dilinin gelişmesine ilişkin geniş bilgiler verir.
9. Türk tarihine, coğrafya ve edebiyatına kaynak
olacak niteliktedir.
10.Türk toplumunun yaşam biçimini, dünyaya bakış
tarzını ortaya koyar.
D-Uygur Metinleri
Uygurların
yerleşim bölgeleri olan ;"Beşbalık, Bezeklik, Kara-hoço ve Turfan"
gibi yörelerde yapılan arkeolojik kazılarda
ele geçen çeşitli eser parçalarıdır. Çeştani Bey Hikâyesi, iki Kardeş
Hikâyesi, Altun Yaruk adını verebileceğimiz önemli bulgulardır. Bu dönemin
yazılı eserleri daha çok Buda ve Mani dinlerine ait
ilâhiler, ticari mektuplardır.
|
7 Mart 2016 Pazartesi
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ ve İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK EDEBİYATI
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ ve İSLAMİYETTEN ÖNCEKİ TÜRK EDEBİYATI
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ Türk Edebiyatı, Türklerin dâhil oldukları üç medeniyet ve kültür dairesine paralel olarak...
-
Söyleyişi daha etkili ve güzel Kılmak ya da anlama derinlik ve yoğunluk katmak için edebî sanatlara başvurulur. Edebî sanatlar söz ve ...
-
-İlk yerli tiyatro eseri: Şinasi / Şair Evlenmesi - İlk yerli roman: Şemsettin Sami / Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat - Batılı tekniğe u...