BİR KIZIL GONCA
Hafız, mevlithan, Türk Sanat Müziği ve
Tasavvuf Müziği bestecisi ve yorumcusu Amir Ateş bir söyleşide –yaklaşık- şöyle
anlatıyor:
“Kadıköy’de
bir aile dostumun evindeyiz. Yemek hazırlığı
yapılırken elektrikler kesildi. Ailenin en küçüğü Mehmet, ağlamaya başladı. Kucağıma
aldım, avutmaya çalışıyorum. Salonda bulunan piyanonun tuşlarına dokunuyorum. Ağzımla
da ritim tutuyorum. Baktım güzel bir melodi çıktı. Bu arada (tasavvuf ve
musiki hocalarından Sabahattin Volkan’ın kızı tarafından kendisine ulaştırılan) Melek Hiç hanımefendinin şiiri de
cebimdeydi. Mehmet’e hitaben güfteyi okumaya başladım: “ Bir kızıl goncaya
benzer dudağın...”
Hocam Emin
Ongan dinleyince. “Çok güzel bir eser olmuş. Bunu TRT deki arkadaşlara vereyim
okunsun” dedi. Hoca TRT ye vermiş, aldı yürüdü. Hâlbuki bundan çok daha güzel
eserlerim vardı. Bendeniz o yıllarda 22-24 yaşlarındayım. Neden bu şarkı bu
kadar sevildi diye düşünüyordum.
Bir gün programımda beni arayan bir dinleyicim, Melek Hanım Teyzenin yazdığı, sevgili
Peygamber Efendimize ithaf edilen “Bir
Kızıl Goncaya” adlı bu şarkıyı bu kadar güzel bestelediğiniz için
size teşekkür ederiz deyince düğüm çözüldü.
Halkın bu esere bu kadar itibar etmesinin de sebebi anlaşılmış oldu.”
Bir kızıl goncaya benzer dudağın,
Açılan tek gülüsün sen bu bağın,
Kurulur kalplere sevda otağın,
Kim bilir hangi gönüldür durağın.
Her gören göğsüme taksam seni der,
Kimi ateş gibi yaktın beni der,
Kimi billur bakışından söz eder,
Kim bilir hangi gönüldür durağın
Melek Hiç, mülkiye
kaymakamlarından Halit Bey'in kızı olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Evde özel
hocalardan ders aldı. Sultan Reşad'ın mabeyninde idari görev yapan Ahmet Recai
Bey ile evlendi. Bu evlilikten bir oğlu oldu. Eşinden bir süre sonra boşandı ve
bir daha evlenmedi. Karayollarında görevli oğlu Harun Bayer'in tayini
dolayısıyla 1951 yılında Konya'ya geldi.
Konya'ya gelişi onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Burada Mevlana'yı daha
yakından tanıma fırsatı buldu.
Kansere yenik düşen
Melek Hiç, 6 Ocak 1964 tarihinde Konya'da vefat etti. Cenazesi, Sultan Selim
Camii'nde kılındı ve Hz. Mevlânâ Türbesi yanındaki Üçler Mezarlığı'na
defnedildi. Adı, Konya'da bir sokağa verildi: “Melek Hiç Hanım Sokağı.”
Yazarlığa hikâye ve roman yazarak başladı.
İlk romanı ancak bir kısmı basılabilen Saraylı
Müjgân’dır. Siyah Alevler ve Kırılan Gitar isimlerinde
basılmamış romanları da vardır. Düzyazı yanında çoğunluğu aruz vezninde olan
şiirler yazdı. İlk şiir kitabı İçin'i 1953 yılında yayımladı.
"Bir kızıl goncaya benzer dudağın" mısraıyla başlayan şiiri bu
kitapta yer alır. 1961 yılında ise Mevlânâ sevgisiyle dolu olan şiirlerini
topladığı Mevlânâ Aşkı adlı
eserini yayımladı.
Türk musikisine özel bir ilgisi olan Melek
Hiç, özellikle rebabı çok severdi. Birçok şiiri ünlü bestekârlar tarafından
bestelendi. Aşağıdaki güftesi Yüksel Kip tarafından bestelenmiştir.
Hıçkırır her
nefesinde yine bîçâre gönül
Söylemez
derdini yâre, ne de ağyâre gönül
Tutuşup
yanmış, ezelden ebede nâre gönül
Söylemez
derdini yâre, ne de ağyâre gönül
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder